Translate
Benim Öyküm
24 Nisan 2020 Cuma
14 Ağustos 2017 Pazartesi
Öyle insanlar tanıdım ki
Öyle insanlar tanıdım ki;
Kocaman yürekli, mert insanlar.
Karıncayı incitmekten dahi korkan, Allah korkusu olan.
Yanlarında olduğunda, güvende hissedersin kendini.
Öyle insanlar tanıdım ki;
Bir yüzleri başka, diğer yüzleri bambaşka.
Hangi yüzleriyle yaklaşacaklarını bilemezsin, korkarsın.
Öyle insanlar tanıdım ki;
Hüzünlerini içlerine gömüp,
Yüzlerinde tebessüm, bakışlarında keder gördüğüm.
Öyle insanlar tanıdım ki;
Tilki kadar kurnaz, içten pazarlıklı.
Zannederler dünyanın en zeki insanları sadece onlar .
Öyle insanlar tanıdım ki;
Vefalı, kötü gün dostu.
İyi günlerde hiç görünmez, zor anlarınızda beliriverirler.
Öyle insanlar tanıdım ki;
Kendini beğenmiş, cahil, cüheyla.
Kendini bulunmaz hint kumaşı zanneder, bakakalırsın.
Öyle insanlar tanıdım ki;
Mütevazi, efendi, hanımefendi.
Her hareketleri örnektir, hayran kalırsın.
Öyle insanlar tanıdım ki;
Hayatın zorluğunda ezilmiş, bezmiş.
Yine de yılmamış, bir lokma ekmek derdinde.
Ben bir sürü insan tanıdım...
Bazılarını gördüğümde, şanslı saydım kendimi.
Bazılarını gördüm, insan olmaktan utandım.
Öykü Öztürk
Özlüyorum
Üzerinden yıllar geçse de,
İçimdeki sensizliği silemiyor bir türlü.
Ve seni unutturamıyor geçip giden zaman.
Özlüyorum birlikte geçirdiğimiz günleri.
Sesini özlüyorum mesela,
Sana sarıldığımda hissettiğim,
O sıcaklığı özlüyorum.
Canım demeni özlüyorum.
Şimdi bana kalan, kırık dökük hatıralar.
Ve resimler...
Yağan her yağmur da,
Ve toprak kokusunda aklımdasın.
Gittiğin yerde huzur içinde uyu.
Bil ki;
Bu deli kız seni çok özlüyor.
Gideceğim
Bir gün her şeyden vazgeçeceğim.
İnandığım ne varsa,
Savunduğum,
Yıllarca arkasında durduğum,
O vazgeçilmez sandığım,
Her şeyden vazgeçecek bu yürek.
Sonra aynanın karşısına geçip,
Her şey küçük bir oyundan ibaretmiş diyeceğim.
Kendi kendime güleceğim belki de
Yıkılışıma, çaresizliğime,
İçimdeki bitmek bilmeyen o büyük yangınlara.
Kimse anlamadı bunca zaman diyeceğim,
Belki de boş vereceğim.
Öyle ya, bazen boş vermek gerek.
Avutmaya çalışacağım yine kendimi,
Her zaman ki gibi.
Ama bu kez avunacağım bir şeyde olmayacak.
Her şeyi olduğu gibi bırakacak,
Artık yokum ben diyeceğim.
Yüzümde sadece bir tebessüm olacak.
İçimdeki o küçük kız çocuğunu da alıp,
Yok olup gideceğim.
Öykü Öztürk
Kendimi saklıyorum bu günlerde
İçimde yıkılmış kocaman bir şehir var.
Enkaz içinde tüm hayallerim ve benliğim.
Kurtulmak mümkün mü bu yıkıntılar içinden?
Bu kadar gömülmüşken.
Artık çoğul cümleler kurmuyorum.
Tepeden tırnağa yalnızım.
Tüm hayallerimi sandığa kaldırdım.
Genç biz kızın çeyizi misali,
İçinde tüm o güzel hatıralar.
Kendimi saklıyorum bu günlerde.
Belki birazda korkuyorum.
Hani derler ya ”zamanla alışırsın”.
Benimki de o hesap işte.
Kendimi saklıyorum bu günlerde,
İçimdeki o kocaman enkaz ile birlikte.
Öykü Öztürk
Söyleyemedim
Kırık dökük bir öykünün, iki yaralı kahramanıydık.
Ne ben vazgeçebildim senden, ne de sen.
Savaş gibiydi birbirimizde varolmak.
Kabul olmasını çok istediğim bir duaydın,
Her gün ellerimi açıp Rabbim'den dilediğim.
Öyle sevdim ki...
Gözümden sakındım hep seni.
Hani dokunsam kırılıp, yok olacakmışsın gibi.
Sana dair çok şey biriktirdim içimde.
Söyleyemedim.
İçimde dağ oldu, sığmadı yüreğime.
Ağır geldi bu sevda.
Sen huzur bulduğum tek liman.
Sen benim ellerimden kayıp giden.
Tutamadığım, gidişine engel olamadığım.
Güzel sabahları hayal ederken,
Gece karanlıklarına hapsolmuş sevdam.
Öykü Öztürk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)