Bazen susmak gerekir. Öyle anlar olur ki, aslında içindeki ses avaz avaz bağırır. Kırıp dökmek istersin. Her şeyi kusmak, içini boşaltmak istersin. Ama sadece istemekle yetinirsin. Çünkü sonunun hüsran olacağını çok iyi bilirsin.
Birilerine güvenmek istersin bazen. Bazen korkmadan duygularını paylaşabileceğin, düştüğünde tutunabileceğin, sana koşulsuz şartsız sevgisini veren birilerini istersin yanında. Adının hiç önemi yok. Sadece bilmek istersin sevildiğini. Bilmek istersin zarar görmeyeceğini. Aldanışlar olmasın istersin. Ama güvenemezsin. Çünkü ne zaman birilerine güvenmek istesen, bir şekilde yine incinirsin. O çok güvendiğin dalların, teker teker kırıldığını görürsün.
Aldanışlar..
İnanmak istersin her defasında. Yeniden, hep yeniden denersin. Her başlangıç yeni bir üzüntü getirir. Başlangıçlar zaten hep iyidir. Adı ne olursa olsun; arkadaş, dost, sevgili... Ama belli bir zaman sonra anlarsın, aslında her şey, sadece sen öyle görmek istediğin içindir. Çünkü hep iyi tarafından bakmaya çalışırsın. Bazen anlasan bile görmek istemezsin. Bu defa olmasın dersin. Bu defa da hüsran olmasın... Bir süre için, kendini bu yalana inandırmaya çalışırsın. Her defasında, içinde bağıran iç sesini susturmaya çalışırsın. Savaşırsın kendinle. Saat kavramını yitirirsin bazen. Gecen gündüzüne karışır. Boşluklara düşersin. Her düştüğün boşlukta hata yapma riskin biraz daha artar. Bir yanın hep güzel şeylerin olmasını diler. Sırf içindeki o sese; bak ben haklıyım bu sefer diyebilmek için. Bu sefer kötü olmayacak. Ama yine O kazanır...
Belli bir müddet sonra, tüm iyi niyetlerini rafa kaldırırsın, Kendinden nefret edecek duruma gelirsin. Bazen aynaya dahi bakmak, yüzleşmek istemezsin. Tüm bunlara rağmen, sen yine de susmayı tercih edersin. Bazı insanlara göre susmak zayıflıktır. Ne var ki derler; bağır, çağır, yak, yık! Ama sen yakıştıramazsın kendine.. Çünkü değer yargılarına terstir. Bunun yerine sen kendini yakıp yıkarsın. İçindeki sesle kendini harabeye çevirirsin. Anlayamazlar, anlatamazsın. Göremezler, çünkü görmelerine izin vermezsin. Bilirsin yine incineceğini.
Susmak..
Şems-i Tebrizi’nin dediği gibi ”Sus gönlüm. Her susuşun bir cevap olsun. Her susuşun, sabrın olsun. Her susuşun, dua’n olsun. İçten yakarışının adı olsun, susuşun. Bekleyişinin, umut edişinin, inancının, sevdiğinin vurgusu olsun, susuşun!”
Susmak öyle her baba yiğidin harcı değildir. Susmak ”Ya Sabır” diye bilmektir, öyle bir dua’dır ki yürekte çınlar.
Öykü Öztürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder